
Barajlar
içme, kullanma ve sulama suyu gibi temel ihtiyaçların karşılanması yanında
temiz enerji üretimi ve iklim değişikliği ile mücadeleye sağladığı katkı
bakımından vazgeçilmez tesisler olarak ekonomik, sosyal ve çevresel birçok
faydayı insanlığın hizmetine sunmaktadır.
Barajlar
ve Baraj Gölleri Günü, ilk kez 2024 yılında kutlanmaya başlanmış olup,
Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonunun (ICOLD) Avrupa Komitesi (EurCOLD)
tarafından her yıl mayıs ayının ikinci yarısında gerçekleştirilen bir
farkındalık etkinliğidir. 2025 yılı etkinlik tarihi olarak 28 Mayıs
belirlenmiştir.
Barajlar
ve Baraj Gölleri Günü, küresel ısınma ve iklim değişikliği sebebiyle önemi daha
da artan su kaynaklarına ve artan su taleplerinin karşılanması bakımından
barajların önemine dikkat çekmek; baraj ve baraj göllerinin sosyal, ekonomik ve
çevresel faydalarına yönelik farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenmektedir.
Her
yıl belirlenen bir tema vurgusu ile kutlanması planlanan “Barajlar ve Baraj
Gölleri Günü”nün bu yıl ki teması “Avrupa için Su ve Enerji Güvenliği” olarak
seçilmiştir.
Barajlar:
Sürdürülebilir Kalkınmanın Anahtarı
Barajlar
yağışlı dönemlerde biriktirdiği suyu, kurak dönemlerde vatandaşların ve tüm
sektörlerin hizmetine sunan kritik öneme sahip su yapılarıdır. İçme suyu
temininden tarımsal sulamaya, hidroelektrik enerji üretiminden taşkın
kontrolüne, su ürünleri yetiştiriciliğinden ulaşım ve taşımacılığa, güneş
enerjisi üretiminden turizm ve su sporlarına kadar geniş bir yelpazede
ekonomik, sosyal ve çevresel faydalar üreten depolama tesisleri, kuraklığın
hüküm sürdüğü dönemlerde vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanmasına ve üretim
faaliyetlerinin kesintiye uğramadan devam etmesine imkân sağlamaktadır.
Havza
özelliklerine göre planlanan su depolama tesisleri, tüm sistemin sigortası
olarak su çevriminin en önemli halkasını teşkil etmektedir. Barajlar hem
kuraklık hem de taşkın gibi ekstrem hidrolojik olaylar karşısında toplumsal ve
ekonomik direnci artıran hayati altyapı tesisleridir.
Türkiye’nin
Baraj Mühendisliği Alanında Saygın Bir Yeri Var
Türkiye
gerek Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) eliyle gerekse özel sektör
tarafından inşa ettiği barajlar ile dünyada bu alanda saygın ve güçlü bir
konumda bulunmaktadır. Ülkemizde farklı gövde tiplerinde ve farklı boyutlarda
yüzlerce baraj inşa edilmiştir. Bu barajlar arasında dolgu hacmi, yükseklik,
rezervuar kapasitesi ve kret uzunluğu gibi teknik karakteristikler bakımından
dünya sıralamalarında üst noktalarda yer alan çok sayıda baraj bulunmaktadır.
Ülkemizin yükseklik ve kret uzunluğu hariç diğer bütün alanlarda en büyük
barajı olan Atatürk Barajı; kurulu güç, dolgu hacmi, rezervuar kapasitesi
bakımından Avrupa’nın en büyük barajı ve hidroelektrik santralidir. Bu abidevi
eser dolgu hacmi bakımından dünya sıralamasında da altıncı sırada yer
almaktadır.
Ilısu
Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES ise ön yüzü beton kaplı kaya dolgu
barajlar arasında; dolgu hacmi, kret uzunluğu ve beton yüzey alanı bakımından
dünyanın en büyüğüdür. Cumhuriyetimizin 100. yılında enerji üretimine başlayan
Yusufeli Barajı ve HES ise çift eğrilikli beton kemer gövde kategorisinde 275
metre yüksekliği ile dünya sıralamasında beşinci sırada yer alarak ülkemizin
övünç kaynağı barajlardan biri olmuştur. Yine Deriner, Ermenek, Çine Adnan
Menderes, Yukarı Kaleköy gibi barajlar gerek yapım teknikleri gerekse sahip
oldukları karakteristik özellikler çerçevesinde uluslararası alanda ses getiren
tesisler olmuştur.
Ülkemizde
2024 yılı sonuna kadar 1802 adet depolama tesisi (baraj, gölet, bent) hizmete
alınarak 183,4 milyar metreküplük su depolama kapasitesi geliştirilmiştir. Bu
su kütlesi; Ankara, Konya, Aksaray, Kırıkkale, Kırşehir, ve Nevşehir
illerimizin toplam yüzölçümüne eşit bir alanda, iki metre yüksekliğinde bir göl
oluşturabilecek hacme sahiptir. Bu dev su kütlesi, kurak periyotlarda ülkemizin
en büyük güvencesi olmaktadır.
İklim
Değişikliğine Karşı Stratejik Altyapılar
Barajlar;
iklim değişikliği ile birlikte sıklığı, şiddeti ve etkinlik alanı artan taşkın
ve kuraklık gibi suya bağlı afetlerin yönetilmesinde ve en az zararla
atlatılmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Son yıllarda tüm dünyada olduğu
gibi ülkemizde de daha sık karşılaşmaya başladığımız kurak dönemler,
barajlarımızda depolanan sular sayesinde tarımsal sulamada ciddi bir sıkıntı
oluşmadan yönetilebilmiştir. Yine aynı şekilde bu kurak periyotlarda hiçbir
şehrimizde kayda değer bir içme ve kullanma suyu sıkıntısı baş göstermemiştir.
Barajlar
temiz enerji üretimi ile de iklim değişikliğine sebep olan karbon salınımının
azaltılmasına katkı vermektedir. 2024 yılında ülkemizde üretilen elektrik
enerjisinin %21,5’i, suyun güçlü ve temiz enerjisini ülke ekonomisine
kazandıran hidroelektrik santrallerden elde edilmiştir. 2024 yılında
hidroelektrik santrallerden elde edilen elektrik enerjisinin, %76,4’ü Barajlı
HES’lerde, %23,6’sı ise nehir tipi santrallerde üretilmiştir. Bu temiz enerji üretimi
sayesinde atmosfere salınacak karbondioksitten 41 milyon tonluk azaltım
sağlanmıştır.
Öte
yandan Barajlı HES’ler rezervuarlarında biriktirdikleri su ile aynı zamanda
potansiyel enerjiyi de depolamak gibi kendisini diğer santrallerden ayıran
benzersiz bir özelliğe de sahiptir. İhtiyaç anında rezervuarda depolanan su süratle
elektrik enerjisine dönüştürülerek ani ve pik elektrik talepleri karşılanabilmektedir.
DSİ,
baraj göllerinin çok amaçlı kullanımı çerçevesinde tesis ettiği yüzer güneş
enerjisi sistemleri (Yüzer GES) ile hidroelektrik enerji üretiminin yanı sıra
güneş enerjisi üretimine de başlamıştır. Bu kapsamda 2024 yılında Keban Barajı
rezervuar yüzey alanında ülkemizin ilk yüzer GES’i işletmeye alınmıştır. Yüzer
GES’ler sayesinde hem temiz enerji üretimine katkı sağlanacak hem de baraj
göllerinde buharlaşmadan kaynaklanan su kayıpları azaltılacaktır.
Göçmen
Kuşlar İçin Yeni Yaşam Alanları
Barajlar,
Uluslararası Ramsar Sözleşmesince benimsenen 42 tip sulak alan
sınıflandırmasında yer alan yapay sulak alanlardan sayılmaktadır. Baraj gölleri
uzun bir zaman sürecinde tabii hayatın daha elverişli şartlara kavuşmasını ve
gelişmesini sağlayan sulak alanlar haline dönüşmektedir. Ülkemizde başta
Atatürk Barajı olmak üzere Keban, Hirfanlı, Sarıyar, Yedikır ve Karakaya Baraj
gölleri biyolojik çeşitliliğin yaşandığı ve göçmen kuşların konakladığı sulak
alanlara dönüşmüştür. Son yıllarda inşa edilen Hatay Reyhanlı Barajı ve Kars
Barajı da göçmen kuşların konaklama, barınma, beslenme ve üreme alanları haline
gelmiştir.
Öte
yandan barajlarımız doğal sulak alanlarda su seviyesinde meydana gelen
düşüşleri telafi etmek maksadıyla yapılan su takviyelerine kaynaklık
etmektedir. Derebucak Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı’nda depolanan sular Gembos
Derivasyonu ile kurak dönemlerde Beyşehir Gölü’ne aktarılarak su seviyesinin
düşmesi engellenmekte ve canlı yaşamın devamlılığına katkı sağlanmaktadır.